Günümüz dünyasında, diller arası ve kültürler arası diyalog olağanüstü artmış ve gelişmiştir. Türkiye’de çeviri eğitimi veren kurumların sayısı da hızla artmaktadır. Peki iyi bir tercüman olmak için neler gerekir.
Çevirmenlik, yabancı kültürler arasında etkileşim gerektiren bir meslektir. Değişen dünya koşullarında çevirinin önemi bir kat daha artmış ve çevirietkinliğinin kapsamı genişlemiştir. Bu şartlar altında oluşan ihtiyaçlara cevap verilebilmesi, daha kapsamlı bir çeviri eğitimini gerekli kılmaktadır. Bu nedenle çeviri daha da önem kazanmış, buna bağlı olarak çeviri eğitiminin gerekliliği yadsınamayacak bir noktaya ulaşmıştır. Çevirinin ihtiyaca cevap verebilmesi ve boşluğu doldurabilmesi için, çeviri eğitiminin içeriği ile ilgili yeni yaklaşımların ortaya atılması zorunlu hale gelmiştir.
Çevirmen Eğitiminin Niteliği
Herkes dil bilir ama herkes bildiğini aktaramaz. Bilgiyi aktarma konusunda çeviri eğitiminin önemi büyüktür. Çevirmen eğitimin amacı, çevirmen adayının kaynak dildeki mesajı anlamasına ve bu mesajı hedef dilde yeniden anlatmasına yardımcı olmaktır.
Çeviri dersinin olumlu yönü öğrencilere kazandırdığı gramer bilgisidir. Dili teknik yönden öğrenmenin önemli yolu yine çeviri eğitimidir. Öğrencinin üzerinde çalıştığı her iki metni de inceleyebilmesi ve doğru bir aktarım gerçekleştirebilmesi için her iki dilin gramerini iyi bilmesi gerekmektedir.
Günümüz koşullarında çeviri etkinliğinin büyüklüğü düşünülecek olursa bu etkinlik piyasasının şartlarının oluşturulması ve var olan koşulların iyileştirilmesi ancak akademik düzeyde verilecek bir eğitimle mümkün olacaktır. En iyi öğrenme yolunun “uzman gözetiminde pratik yapmak” olduğu kesindir. Çeviri tam bir konsantrasyon işidir. Deneyim, eğitim olmadan bir anlam ifade etmez. Dolayısıyla sadece eğitim sayesinde, nitelikli olmayı bekleyen çevirmenlerin başarıya ulaşması güçtür. Çeviri eğitimi, yabancı dil öğretiminde de önemli bir yere sahiptir. Alınan yabancı dil eğitiminde çeviri, ister doğrudan doğruya kendi öğretimi için bir amaç olarak, isterse yabancı dil öğretiminde bir araç olarak kullanılsın, öğrencilerin dil kullanımına ve onların çözümleme becerilerinin gelişmesine büyük katkılar sağlayacaktır. Çeviri eğitimi aynı zamanda öğrencinin, üzerinde çalıştığı dillerin inceliklerini, tüm kültürel dokusunu anlayıp kavramasını sağlamaktadır. Bu ise öğrenciye ilerideki mesleki uygulamalarında önemli açılımlar sunacaktır.
Yabancı dil bilmenin önemli bir kazanç sayıldığı günümüzde, bu mesleği uygulayabilecek alanların çokluğu yeni mezunları, mezun oldukları bölümlerin ne olduğunun bir önemi kalmaksızın, her alanda ve dolayısıyla her meslek grubunda çeviriye gerek duyulduğunu söylemek yanlış olmaz. Diğer sektörlere yardımcı olan ya da kendisi de başlı başına bir sektör olan çeviri mesleği için, yapılan işin içeriğine göre çevirmenler yetiştirmek, alınan verimi artıracaktır. İhtiyaca göre çevirmen yetiştirmek, hem alınan eğitimi anlamlandıracak, hem kişinin iş bulması konusunda faydalı olacak hem de çalışılan kurum açısından daha doğru bir tercih olacaktır. Verilen eğitime göre ihtiyaç belirlenemeyeceğinden dolayı ihtiyaçlara göre eğitimin belirlenmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Buraya kadar çevirmenlikte belli bir donanıma sahip olmanın öneminden bahsettik. Dil bilmenin ötesinde belirgin ve yeterli kültürel altyapının olmaması veya bunu yaptığı işe yansıtamama, ciddi iletişim sorunlarına yol açmıştır. Bu sorumluluk, ciddi bir eğitim alınmasının da gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Peki Çevirinin Önemi Nedir?
Çeviri, bir dili geliştirip anlamaya çalışan insanın ilk döneminden, yaşamının ilk anlarından itibaren hep var olmuştur. Bu nedenle çeviri, insanın insanlaşmasının, yaşamının uygarlaşmasının en büyük aracı olmuştur. Çeviriyaşamsal bir olgudur, insanın yaşamının bütün aşamalarında; sosyal, psikolojik ve kültürel gelişimde etkin bir araç olmuştur. Çeviri yapmak, tek başına deneyimle öğrenilebilecek bir etkinlik değildir.
Konu bir uzmanlık alanını içerince de tek başına ‘çeviri nasıl yapılır’ı öğretmek, üst çeviri bilincinin kazandırılması konusunda yeterli olmaz.
Bilim, sanat, teknoloji alanındaki yeniliklerin ve gelişmelerin sınırları zorladığı, bilgi ve bilişim akışının büyük bir devingenliğe ulaştığı günümüzde, tüm farklı gelişmelerin yakalanabilmesinin tek aracı haline gelmiştir çeviri.
Bu çok eksenlilik ve çok merkezlilik noktasında kültürlerin buluşma aracı çeviri olmuştur ve bu anlamda çeviri, dünyamızın geleceği açısından çok daha yaşamsal bir olgu haline gelmiştir. İşte bu noktada, ulusların birbirine yakınlaştığı, çok uluslu şirket ve kurumların hızla artarak geliştiği, sınırların kalktığı yirmi birinci yüzyılda kültürler arası tüm diyaloglarda çok önemli bir araçtır çeviri.
Çeviri yaparken karşımıza çıkan bu sözcüklerin karşılıklarını bulmak için ilk yapılacak olan, sözlük yardımı almak olacaktır. Ancak sözcüklerin genel sözlükte bulunan ilk anlamlarının kullanılması, ifadelerin kastedilen doğru karşılıklarının bulunması açısından büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Çevirmen sözcüklerin anlamları arasında kendi aradığı karşılığa uygun gelecek şekilde bir ayıklamaya gitmelidir. Ancak bu hiç de kolay olmayan bir süreçtir.
Sonuç olarak, çeviri, tüm insanlığın ortak dilidir. Tüm bunlar, insanlığın bir araya gelişinin zorunluluğunu ifade etmekte, insanları ortak platformlarda çözümler üretmeye zorlamaktadır. Bu ise, farklı siyasal görüşlerin, farklı hukuksal yapıların, farklı kültürel dokuların bir araya gelmesi demektir. İşte bu noktada, kullanılacak tek bir dil vardır: çeviri.
Tarihin akışına baktığımız zaman yükselen uygarlıkların, yükselmelerine koşut olarak dış ilişkilerine birinci derecede önem verdikleri fark edilmektedir. Yani her yükselen uygarlığın kendi yükselmesine paralel olarak çeviriyi de bir devlet programı içerisinde ele alıp hayata geçirdiği görülmektedir.